İzmir 2 Şubesi

Yargısız infaza tabi tutulan akademisyen üyemiz görevine iade edilmelidir

Bir sendika yöneticisinin aymazlığı sonucu, söylemediği sözlerden dolayı bazı medya organları tarafından hedefe konulan ve rektörlük tarafından yargısız infaza tabi tutularak görevden alınan Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu bir an evvel, itibarıyla birlikte görevine iade edilmelidir.

35 yıldır akademik dünyada yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu, kimliğinden dolayı bir itibar suikastına uğramış, ne yazık ki, rektörlük de hocasına tek bir kelimelik savunma hakkı vermeden, yüzler kelimeden oluşan gerekçeler üreterek onu jet hızıyla görevden almış, itibar cellatlarının önüne atmıştır.

İnsanı insan yapan duygu ve düşünceleridir, bir insanın/bilim insanının kendi görüşlerini dile getirmesi en doğal hakkıdır. Kaldı ki burada üyemiz söylemediği sözlerden, kastetmediği manalardan sorumlu tutulmuş, kokuşmuş bazı medya organlarının basın ahlak ilkelerini hiçe sayarak, yaptığı mesnetsiz haberle söylemediği sözlerden dolayı infaz edilmek istenmiştir.

Suçlu biri bile savunma hakkına sahipken, yapmadıklarından dolayı bir bilim insanını haysiyet cellatlarının insafına terk etmek daha büyük bir insafsızlıktır. İnsanları düşünceleriyle değil, taşıdıkları kimlikleriyle yargılayan kaba, bön ve berbat olan bu zihniyete karşı itibarlı bir akademisyeni vicdan sahibi hiç kimse yalnız bırakmamalıdır.

Davet edildiği bir konferansta gençlere bir konuşma yapan, konuşmasının tamamı dinlendiğinde birikimiyle hoca gibi, şefkatiyle baba gibi, ülkenin geleceğiyle ilgili duyduğu kaygılar sebebiyle bir aydın gibi konuşan bir insana reva görülen bu muamele tam da hocamızın kastettiği ahlaki yozlaşmayı, kokuşmayı ve çürümeyi ispat eder niteliktedir.

Haysiyet cellatlarına karşı hocasını dinlemesi ve gerçeği ortaya çıkardıktan sonra hareket etmesi gereken rektörlük, baskıya boyun eğmiş, ‘telaş’la itibar cellatlığına zemin hazırlamıştır. Rektörlük, Peygamber Efendimizin örnek hayatını ve güzel ahlakını örneklerle dinleyicilere aktaran Emiroğlu’na yapılanları sorgusuz sualsiz kabul etmiş ve kendisini görevden uzaklaştırarak hata etmiştir.

Üniversite yönetimine şunu sormak lazım: Yaptığınız işlem adalete sığar mı, sizin hak, hakkaniyet ve adalet anlayışınız bu mudur, size yapılmasını istemediğimiz bir şeyin başkasına yapılmasına gönlünüz nasıl razı oluyor?

Dinî olan her şeye mesafeli ve ön yargılı çevrelerin konferansta konuşulanları çarpıtarak, kendilerince yorumlayarak ve fırsatçılık yaparak gerçekte ifade edilmeyen sözleri söylenmiş gibi lanse eden bir basın açıklamasıyla ve suç duyurusuyla kamuoyunu manipüle etmesi karşısında hemen harekete geçerek, bilim insanını sorgusuz sualsiz infaz etmek, itibar suikastçılarına, din ve dindarlar üzerinden karalama kampanyası yapanlara karşı komplekse kapılmaktan, yargısız infaza teşne olmaktan, haklıyı haksız yapmaktan öte bir anlam içermemektedir.

Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu, akademi çevresinde saygınlığıyla bilinen, bugüne kadar yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, çalışmalarıyla takdir edilmiş ve kıymet bulmuş bir ilim insanıdır.

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nden, konuyla ilgili araştırma/inceleme sonucunu bekleme gereğini bile duymadan Emiroğlu Hocamızın Mevlana Araştırmaları Merkez Müdürlüğü’ndeki görevine son verilmesi yanlışından acilen dönmesini bekliyor ve istiyoruz.

Gerçeğin ortaya çıkmasını beklemeden böyle bir kararın alınması, iftiracıları cesaretlendirmekten, haysiyet cellatlarını haklı göstermekten başka bir anlam ifade etmemektedir.

Hiçbir yetkili eski Türkiye özlemini çeken ‘gerici’lere fırsat vermemelidir. Bu bağlamda rektörlük, yargısız infaz içerikli kararından bir an evvel dönmeli ve Hocamızı göreve derhal iade etmelidir.

 

_Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ali KAYA ve İzmir 2 No'lu Şube Başkanı Sevgi KOCAOĞLU_